Tümbahar
Dalgaların kumsala vuruşu gibi değildi
ama dalgalıydı
gel-git kadar aralıklı değildi sıkçaydı
uzaması gibi, bir liseli aşkının
çok demli
koyu kırmızı
ve sımsıcaktı
çokça
öksürük nöbetleri gibi
yemyeşil platoda dört nala koşan atlar gibi
terli ve diriydi
mor tepelerin üstünden düşen yıldız
hep sensi
hep senden yana
ve yakındı
hep sensi
hep senden yana
ve çok sıktı
atomların soğuk füzyonu gibi
enerji doluydu
üstümüz kumluydu
tuzluydu tenimiz
Puşkin’den bir şiir gibi dokunaklı
ve özgündü
ikimizceydi
geceye dağılan
dalgalı saçlar gibiydi gelecek
lise ilk sınıf öğrencisinin kenar süslü günlüğüydü geçmiş
arzuyla dolu yeldi
pulsuz telepatiydi düşünceler
eller tutuştuğunda
al al olan yanaklar gibi
yağmurda ıslanan sonbahar sarısı
kıpkırmızı meyve vermiş frenk üzümüydü sanki
eskici dükkanının tezgahı gibi
biraz yalnız, turuncu ve dingin
şaşkındı
güçlüydü
sevgiliydi
derindi
tüm tonlarıyla
bizimleydi
t ü m b a h a r d ı.
Cem Güneş